28 Ocak 2014 Salı

SALT'ta bir Osmanlı ailesinin hafızası

Osmanlı’nın son dönemleri, cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşayan bir ailenin hayatı nasıldı? SALT, bu döneme ışık tutan bir sergiyle sanatseverlerle buluşuyor. Ece Zerman’ın yüksek tezinden yola çıkarak oluşturduğu “Arşivi Parçalamak: Bir Osmanlı Ailesinde Temsil, Kimlik Hafıza” projesinde, Said Bey’in kişisel arşivi. Çeyizler, lavanta kokulu parfümler, kitaplar, ajandalar sizi 1900’lerin başına götürecek…



Said Bey bir politikacı değil. Yazar, sanatçı ya da sporcu da değil. 1865 yılında doğup, 1928 yılında hayatını kaybeden önce Osmanlı sonra da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Mekteb-i Sultani yani Galatasaray Lisesi’nin ilk mezunlarından. Kendi okulunda bir dönem hocalık yapmış, sarayda tercüman olarak çalışmış herhangi biri.  Her gününü ajandasına not alan, sinemaya giden, çocuklarına Fransızca dersleri verdiren, piyano çalan bir entelektüel. Said Bey’in hayatına dair her şey kızının torunu Hatice Gonnet Bağana tarafından bugüne dek özenle ve saklandı. Belki de Hitit uzmanı olmasından kaynaklı, dedesine ait her belgeyi korudu. Geç Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyet’e geçiş döneminde yaşayan bir ailenin yaşamöyküsünü, bugünün insanıyla buluşturmak için de elindeki her şeyi SALT Araştırma’ya bağışladı.


KİMLİKLERİ NASIL OLUŞTU?

SALT, beşinci ‘Açık Arşiv’ sergisinde geç Osmanlı döneminden Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına uzanan bir serüveni anlatıyor. Genç tarihçi Ece Zerman Paris’te yüksek lisans tezini hazırlarken Osmanlı ailesinin hayatını merak ediyor. Bu serginin hikayesi tam da burada başlıyor. 2009’da Hatice Gonnet BBağana ile tanışıyor ve Said Bey’in aile hayatına dair tüm belgeleri incelemeye başlıyor.


ARŞİVİ PARÇALAMAK

 ‘Arşivi Parçalamak: Bir Osmanlı Ailesinde Temsil, Kimlik, Hafıza’ adlı sergi, Said Bey’in arşivinin 1900-1940 yılları arasındaki dönemine odaklanıyor. Sergi karmaşık bir geçiş sürecinde bir ailenin kendisini yazı, fotoğraf, anlatı, müzik ve nesnelerle nasıl ifade ve temsil ettiğini anlamaya çalışıyor. Aile üyelerinin kendi hafızlarını nasıl oluşturduğunu ve sakladığını, bu hafızanın erken cumhuriyetin kurulmakta olan ulusal anlatısıyla nasıl iç içe geçtiğini, kendi sınırlarını çizerek kimliklerini nasıl kurguladığını ve kimleri birer öteki olarak bu sınırların dışında bıraktığını inceleme fırsatı sağlıyor.

ÇOCUKLARA BONBON, EVE TERLİK

Biyografik sergilerde genellikle ünlü isimlerin günlük hayatından kıyafetleri, kullandığı eşyaları, yazdıklarını görürüz. Fakat o dönemde yaşayan insanların gerçek hayatında neler vardı, nelerle ilgileniyorlardı, neler satın alıyorlardı. Belki de ilk kez bu sergide göreceksiniz. Said Bey’in günlükleri çok meşhur. Her gün ne olduysa, ne satın aldıysa hepsini günlüklerinde yazmış. ‘Bugün çocuklara bonbon aldım. Esvap aldık, terlik aldık.’ ‘Kayınvalidemin cenazesini defnettik. Şu kadar da para harcadık’ gibi gün be gün yaşadıkları ne varsa hepsi günlüklerinde yazıyor.










SAİD BEY