23 Haziran 2014 Pazartesi





O bir sanat adamı…

Sadece Aşk-ı Memnu'nun yazarı değil, öyle değil mi?

Çoğunlukla romancı kimliğini biliyoruz ama o aynı zamanda  bir sanat adamı. Halid Ziya Uşaklıgil’den bahsediyoruz. Aşk-ı Memnu’nun yazarı, Servet-i Fünun’un nesir ustası olan Uşaklıgil’in Türk edebiyatındaki etkisi tartışılmaz ama yazar aynı zamanda usta bir hikayeci, anı yazarı… Osmanlı’nın son dönemlerine tanık olmuş, sanat ve kültür meselelerine yakında ilgilenen ve teklifler sunan bir aydın…  Uşaklıgil’in tüm bu yanlarına artık tek bir elden ulaşmak mümkün. Özgür Yayınları muhteşem bir işe el attı ve Halid Ziya’nın sanat, edebiyat ve dil hakkındaki 4 cilt halinde kaleme aldığı 151 yazısını bin sayfalık tek bir kitapta topladı.

İşte detaylar...





En kapsamlı bilgiyi, kitabı yayına hazırlayanlardan Levent Ali Çanaklı'dan edindim. Çanakçı şunları söylüyor: “Sanata Dair, Halid Ziya'yı Türk edebiyatı tarihinden başka Türk kültür tarihi ve eleştiri geleneğimiz içinde de önemli bir mevkiye taşımasıyla öne çıkmaktadır. Yazılarda sağlam bilgi ve derin bir yorum gücüyle ele alınan konuların çeşitliliği düşünüldüğünde rahatça bu yargıya ulaşılabilir. Fakat bu kitabı, bu tarz eserlerde var olan kuru didaktizme düşmekten koruyan bir unsur vardır: insan unsuru, yani zengin yaşantısı ve büyük hayat tecrübesi ile bizzat Halid Ziya… Bu sebepledir ki okuyucu bu kitabı okurken sadece bilgi edinmeyecek, zaman zaman karışık duygulara da kapılacaktır: Evlatlarının ölümünü görmüş bir babanın yazı faaliyetine büyük bir metanetle devam edebildiğine hayran kalacak; Batı edebiyatı hakkında bazılarını bugün bile bulmakta zorlanacağımız zengin malumatı nereden edindiğini merak edecek; kardelen çiçeğinin ülkemizde yetiştiğini bilmemesini yadırgayacak; dil meselelerine karşı hassasiyetinden pay çıkaracak ve nihayet pek çok yazısından anlaşılan meşhur beyefendiliğini, hoşgörüsünü takdir etmekten kendisini alamayacaktır.

Bu eser, Halid Ziya'nın romancılığı dışında az bilinen taraflarını bize gösteriyor: Denemeci, dil meselelerine karşı hassas bir aydın, bir darülfünun hocası, eleştirmen ve hepsinden öte iyi bir insan. Yazarın bu yönleriyle ilgili olarak, eseri hazırlayan sıfatıyla şahsen benim en çok etkilendiğim iki husus var: Birincisi yazarın olağanüstü beyefendiliği. Eleştiri yazılarında, sohbet tarzında kaleme aldıklarında buna bolca şahit oluyoruz. İkincisi, dördüncü cildi ayırdığı Batı edebiyatı hakkındaki vukufu. Mesela Walter Scott, Lord Byron hakkında bugün bile iyi kötü söz söyleyecek kaç kişi vardır bilemiyorum ama kendi devrinde Halid Ziya'nın edindiği ve aktardığı bilginin çok kıymetli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Ayrıca, Halid Ziya bir Cumhuriyet aydınıdır, malum. Cumhuriyet'in kültürel devrimleri etrafındaki tartışmaları bir tarafıyla bu eserden takip etmek de mümkündür. Özellikle Müzik devrimi, Halid Ziya'nın "Musiki İşi" adlı seri makalelerinde anlatılmıştır ki burada ifade ettiği görüşleri doğrudan doğruya devrim havasına bağlanabilir. (Bugünkü Zaman gazetesinde Selim İleri'nin yazısına da konu olmuştur.) Yazarın kişisel dil tutumu, sanat anlayışı ve bunlarda yaşadığı değişimler Türk dili ve edebiyatının 60 yıllık bir devrinin özeti ve aynası gibidir. Sanata Dair'i böyle bir bakış açısıyla okuduğumuzda Halid Ziya'nın yaşayan Türkçeye ne kadar doğru hamlelerle ilerlediğini de görebiliyoruz. Bu anlamda kısmen bugün bile devam eden eski dil-yeni dil-uydurma-öz Türkçe gibi pek çok tartışmaya da ışık tutabilir. Yukarıda etkilendiğimi söylediğim iki özelliğine bir üçüncüsünü daha ekleyeyim: Halid Ziya bize bu eseriyle, gelişmekten, yanlışı itiraftan ve nereden gelirse gelsin doğruyu kabulden korkmamayı Türkçe ve edebiyattan hareketle ve adeta "uygulamalı" olarak öğretiyor. Eleştirmen dedim yukarıda, yazarın kitabın önsözünde de belirttiğimiz bazı yazılarındaki eleştiri üslubu ve tutumu üzerine çok düşünülmesi gerektiğini söyleyebilirim. Bilgi, iyi niyet, dürüstlük ve zevk-i selim hakkında bugünün eleştirmenlerine çok şey öğreteceği kuşkusuzdur.

Edebiyatımızın önemli isimleri Beşir Ayvazoğlu, Selim İleri ve İnci Enginün ile de konuştum. Onların görüşleri de şöyle;

BÜYÜK EKSİKLİKTİ

Beşir Ayvazoğlu: “Halid Ziya’nın sanata diar düşünceleri daha önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından birkaç cilt halinde sunulmuştu. Halid Ziya Türk romanında Tanzimat’tan sonra gerçek anlamda yenilik yapmış, en sağlam romanları yazmış önemli bir sanat ve fikir adamı. Sanata, edebiyata, müziğe dair kendine has görüşleri vardır. Biz romancı olarak biliyoruz ama aynı zamanda bir sanat adamıdır. Şimdiye kadar o kitabın yayımlanmamış olması büyük bir eksiklikti. Böylece Halid Ziya külliyatına önemli bir katkıda bulunulmuş. Bu külliyatı bugünle buluşturmak isabetli bir karar oldu. Eleştirmen tarafı da okuyucunun dikkatine sunuldu.”

YENİ KUŞAK İÇİN BÜYÜK FIRSAT

Selim İleri: “Sanata Dair’in bütün kitaplarını tek bir ciltte toplayan Özgür Yayınları bugünkü yayın dünyamızda pek rastlanmayan örnek bir davranış sergiledi. Halid Ziya, bu yazılarıyla aynı zamanda çok önemli bir denemeci ve eleştirmen kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Onun bu özelliklerinden habersiz olan yeni kuşak okurları için kaçırılmayacak bir fırsat. Ama ne yazık ki bugünü satış endeksli kitaplarına düşkün okur, Özgür Yayınevi’nin böylesi bir çabasının değerini bilecek mi, kestiremiyorum.

TÜM YAZARLAR AYNI ŞANSA KAVUŞUR

İnci Enginün: Dünyanın her yerinde belli başlı yazıların bütün eserleriyle basılır. Böyle bizim gibi yazarın bir cümlesine takılıp kalmayız. Türkiye’de maalesef böyle değil. Üstelik sadeleştirme gibi ikinci elin müdahaleleriyle bunlar çok güvenilir baskılar olmuyor. Bu bakımdan bir yazarın bütün eserlerinin aslına sadık kalarak basılmasına minnettarım. Bu yazıların da bütün bir külliyat içinde değerlendirmek isterim. Yapanlara Allah razı olsun demekten başka bir şey yok. Çok iyi bir çalışma. Dilerim bütün yazarlar aynı şansa kavuşur. Bu çok ciddi bir yayın. Önemiyse hem bize Halid Ziya’yı tanıtıyor. Yazarın hatıraları, kitaplar hakkındaki görüşlerini, sanat görüşünü bir kez daha açıkladığı görüşler yer alıyor.