29 Aralık 2012 Cumartesi



O kadar çok yazıldı ki üzerinde.. Bu sefer duygularını ifade etme sırası bende!

Dün akşam İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından gerçekleştirilen Beethoven’ın 9. Senfonisi’ni dinlemeye gittim. O kadar güzel düşünmüş ki İDOB yeni yılı Beethoven ile karşılama kararıyla.. Hele de 9.senfoni ile.

Çok büyük bir Mozart ve Beethoven hayranı olduğuma inanan ben, konser boyunca mutluluktan ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteydim. 9. Senfoniyi bu yıl Mayıs ayında Borusan Filarmoni ve Devlet Çok Sesli Korosu tarafından da dinlemiştim. Fakat dün akşamki tanıklığım çok farklı hisler uyandırdı.

Zamanının büyük bir çoğunluğunu özellikle Mozart ve Beethoven ile geçiren birisi olarak etkilenmemek elde değil. Özellikle 9. Senfoni Op.125 in D Minor bölümünde uzun zamandır hislerimin bu kadar harekete geçip mutluluktan gözlerimi yaşarttığını hatırlamıyorum.

Eşsiz kelimesinin karşılığını bulduğu bölüm ise elbetteki ‘Ode an die Freude “ kısmı. Ünlü Alman şair Schiller tarafından yazılan şiire Beethoven hayranlık duyar ve besteler. Birçok eseri muhteşem olsa da 9.senfoni hem benim hem de eminim birçok kişi için ayrı bir yerde yer etmiş olmalı. Tamamen sağır olduğu dönemde, hiç duymadan nasıl bu kadar muhteşem bir şey çıkabilir ortaya? Beethoven’ın ellerinden çıkan bu eseri 188 yıl sonra bile canlı olarak dinlemek benim için nasıl bu kadar büyük bir mutluluk olabilir?

Bu sorunun cevabı zaten Beethoven’ın kendisinde saklı.

İDOB tarafından 2013’e güzel girmemi sağlayan konserdeki bütün sanatçılara binlerce alkış, binlerce tebrik. Orkestra Şefi Naci Özgüç, Koro Şefi Kevork Tavityan’a teşekkürlerin en büyüğü J

Ve gecenin yıldızı Soprano Tülay Uyar! Güzelliği ve asaleti ile güzel yorumuyla.. Ne mutlu Beethoven’ın anlayana, onu yaşayana!

İşte bana bu mutluluğu yaşatanlar; :)