22 Şubat 2013 Cuma

DOĞA VE AŞK ADINA - MAHLER / 3.SENFONİ




Dün akşam ben ve İstanbul için unutulmaz akşamlardan birisiydi.. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası klasik müziğin en önemli isimlerinden Gustav Mahler’in 3. Senfoni’sinin İstanbul prömiyerini yaptı.


Mozart, Beethoven, Vivaldi, Chopin kadar aşina olmadığım Mahler’i ben de ilk kez izledim. 1893-1896 yılları arasında yazılan eser bambaşka bir havaya sahip. Klasik dönem bestecilerinin duygularından çok daha farklılarına kapılıyorsunuz. Fakat tarifi biraz zor. İlk bölümde sadece sanatsal bir çalışmayla mı karşı karşıyasınız yoksa hisleriniz de harekete geçecek mi diye tedirgin oluyorsunuz. Fakat özellikle 2. bölümden sonra nerede olduğunuz bile farkında olamıyorsunuz.

Senfoni 6 bölümden oluşuyor; Bunlar sırasıyla;

-Pan’ın uyanışı. Yazın gelişi.
-Çayırlıkta çiçeklerin bana anlattıkları
-Ormanda hayvanların bana anlattıkları
-İnsanın bana anlattıkları
-Meleklerin bana anlattıkları
-Aşkın bana anlattıkları

Bütün bunları dinlendikten sonra Mahler’i daha fazla keşfetmem gerekiyor hissine kapıldım. Mozart, Beethoven ya da  Vivaldi’yi dinlerken aşinalığınız verdiği tecrübeyle ne hissettiğini anlayabiliyor, aynısını siz de hissediyorsunuz. Fakat Mahler’de bu biraz daha zor olsa gerek. Bariz olan tek şey ise doğaya olan aşkı.  Gözlerinizi kapatın ve şuan bulunduğunuz yerden en uzağa, doğaya ulaşacağınız en yakın yere gidin. Yaklaşan ölümü, doğumu, ve bugünü düşünün.

Elimizdeki notlara baktığımızda “Bu senfoni gerçek bir doğasever olan Mahler’in bu sevgisinin müzikal anlatımıdır. Bestecinin en önemli elçilerinden biri olan büyük orkestra şefi Bruno Walter, senfoninin neredeyse tamamlanmış halini Mahler’den piyanoda dinlemek için 1896’da bestecinin Alp Dağları’ndaki yazlık evini ziyaret etmiş. Sohbet ederken dağ manzarasını seyre daldığı sırada Mahler kendisine, “Manzaraya bakmana gerek yok, çünkü hepsini çoktan besteledim” demiş.

Hem 3. Senfoni’nin hem de Mahler’in özeti bu olsa gerek.

Beni etkileyen bir diğer bölüm de eserin 4.kısmı oldu. Bu bölümde Mahler’in çok sevdiği Friedrich Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt”kitabından alıntılanan bölümde gece karanlığı tasvir edilmiş;

Mezzosoprano Monica Groop’un yorumladığı metin şöyle;

Ey insan! Kulak ver!
Derin gece yarısı ne söyler?
Uyudum, uyudum,
Uyandım derin rüyalardan
Derindir dünya, 
Daha derindir gündüzün düşündüğünden.
Derindir acısı,
Haz daha derindir yürek acısından
Acı der ki Git ve bit!'
Oysa tüm hazların istediği bengilik,
Derin mi derin bengilik!!

Ve en önemli kısım :) 

Türkiye’nin başına gelebilecek en iyi şeylerden biri olan Borusan Filarmoni Orkestrası Genel Sanat Yönetmeni ve Sürekli Şefi Sascha Goetzel.. Onu Beethoven 9. Senfonisi’nden sonra bir kez daha canlı izlemek benim için büyük bir mutluluk.. Santa Cecilia Akademi Korosu ve Borusan Çocuk Korosu’na da bol alkış!