28 Temmuz 2013 Pazar

A LATE QUARTET - SON KONSER



-HAYATIN PROVASI YOKTUR!

Uzun zamandır sinemaya olan uzaklığım muhteşem bir filmle son buldu. Cuma günü vizyona giren “A Late Quartet – Son Konser” filminin öyküsünü okuduğum zaman “Tamam, işte bu!” dedim ve dün akşam filmi izledim..

Kendimden birşeyler bulacağıma o kadar emindim ki, film kötü olsa bile ben onu kendime göre formüle edecektim. Fakat tam da beklediğim gibi çıktı. Filmin sonunda sizi ağlatmadan salondan göndermeyecek olan “A Late Quartet”

*25 yıl önce genç ve heyecanlı bir kemancının teklifiyle bir araya gelen 4 müzisyen… Sezonun ilk konserinde birlikteliklerinin 25. yılını kutlamaya hazırlanır. Beethoven’ın eşsiz Opus.131’in provasını yaparken viyolonsel tınılarının grubu bozduğu fark edilir. Grubun en büyüğü Peter bir süre izin isteyip çalışmalara ara verir ve apar topar doktora gider. Parkinson hastalığına yakalanır, hareketleri yavaşlamaya başlar. Artık dörtlüde yer alamayacağını ve konsere yetişemeyeceğini arkadaşlarına açıklar.. Filmin öyküsü tam da burada başlıyor.

Robert hiçbir zaman olmak istemediği "ikinci keman" Biraz da hırsla dolu bir müzisyen. Eşi Juliette de dörtlüde çalıyor. 25 yıl önce tanışıp, Juliette’in kızları Alexandra'ya hamile kalması nedeniyle evlenen bir çift. Juliette hep birşeylerin eksikliğini hissetmiş ve eşine tam olarak bağlanamamış bir müzisyen olarak karşımıza çıkıyor. Peter’ın hastalığını öğrendikten sonra Robert’in “Gruba yeni birisi katılırsa ben birinci keman olarak çalacağım” şeklinde acımasız konuşmasıyla birlikte Juliette eşine “Sen çok iyi bir ikinci kemansın” der. İpler iyice kopar ve Robert aynı gün 25 yıllık eşini aldatır. İki eşin ayrılması da gruptaki bağı iyice koparır.

*Dörtlünün en genci Daniel ise grubun en genç müzisyeni..  Robert ve Juliette’ın kızı Alexandra’ya keman dersleri verir. Hiçbir zaman çalışını beğenmez ve ona hep eksik olduğunu hissettirir. Egolu tavırları da Alexandra’yı ona daha çok bağlar ve genç kız ile Daniel arasında aşk başlar. Bunu duyan anne-baba ile Daniel’in arası açılır ve grupta ayrışmalar iyice belirginleşir. Füg iyice dağılmış, 25 yıllık ilişkiler, duygular ve uyum iyice tükenmiştir.

*Bu sırada Parkinson hastası Peter, müzik okulunda öğrencilerine anılarını anlatırken birden daha iyi çaldığını hisseder. Ve konser için çalabileceğini arkadaşlarına açıklar. Beklenen gün gelir.. 25.yılın ilk konseri.. Ve burada büyük bir sürpriz yaşanır.

Bir müzisyenin hayatı, herşeye rağmen her türlü fedakarlıkla sadece çalma aşkı, evlilikteki tükenmişlik, grup içerisindeki bastırılmışlık duygusuyla yaşanan hırslar, aşk, vefa, özlem… Hepsi bu filmde o kadar iyi işlenmiş ki.. E üstüne bir de Beethoven, Rembrandt.. Gidiniz ! J