III. Opus Amadeus Oda Müziği Festivali dopdolu programıyla
başladı. Üç yılda dünyanın önemli orkestralarından müzisyenleri Türkiye’de
ağırlayan festival, açılışı dün Berlin Filarmoni Orkestrası’nın başarılı
sanatçıları ve ünlü piyanistimiz Özgür Aydın, Mozart, Mahler ve Haydn’ın eserleriyle
yaptı. Oldukça da keyifliydi. Ben Mehmet Mestçi’yle Pera Müzesi’nde
gerçekleştirilen Küçük Gece Müziği dinletilerinde tanıştım. Orada da oldukça
güzel konserlerin altında imzalası var. Bir müzenin içerisinde klasik müzik
dinlemek binlerce kişilik bir salonda izlemekten çok daha doyurucu olsa gerek.
Mestçi yüksek bütçeli herhangi bir kurum altında olmadan bu tarz projelere imza
atıyor. Bunun sonuncusu da Opus Amadeus Oda Müziği Festivali. Türkiye’de bir
oda müziği festivali yapıldığını, bu festivale dünyanın önemli orkestralarından
solistlerin getirildiğini, Türkiye’deki genç ve başarılı müzisyenlerin de bu
etkinlik altında buluşmaları beni ayrıca mutlu edenlerden… Bu bakımdan Mestçi’yi
bir klasik müzik sever olarak kutluyorum. 11 Nisan'a kadar Fulya Sanat ve St. Antuan Kilisesi’nde
konserlere imza atacak olan festivalin sanat yönetmeni Mestçi’den şöyle dinledik…
-Opus Amadeus Oda Müziği Festivali nasıl bir festival?
Çiçeği burnunda bir festival olarak çok zengin, farklı
programlara önem veren ve ilklere imza atan bir anlayışla 2012’de düzenlenmeye
başladı. Ancak organize ettiğimiz klasik müzik
festivallerinin evveli de var. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ana
sponsorluğunda 2010 ‘da düzenlenen Chopin
Piyano Haftaları ve 2011’de düzenlediğimiz Liszt Piyano Haftaları
ülkemizdeki en uzun piyano festivalleri olarak büyük ilgi gördü. Ancak Opus
Amadeus artık sadece piyanoya adanmış bir festival değil, tüm
enstrümanların temsil edildiği geniş repertuvarlı bir oda müziği festivali. Son
derece dinamik ve aşk dolu.
- Böyle bir 'oda müziği festivali' düzenleme fikri nasıl
çıktı?
Bana bu fikri Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Genel Sanat
Yönetmeni Murat Katoğlu verdi. Daha evvelden gerçekleştirdiğimiz Chopin ve
Liszt Piyano Fesivallerinden sonra artık sıra aslında oda müziğine gelmişti.
Sayın Katoğlu bunu zamanında hissetti.
Ben de Franz Liszt Akademisi’nde devam eden öğrencilik yıllarımda
Budapeşte’deki yüzlerce oda müziği konserini hayranlıkla takip ettiğimden bu
senelere yayılan birikimin başdöndürücü enerjisiyle Opus Amadeus Oda Müziği
Festivali’ni düzenlemeye başladım.
- Bu yıl 3’üncüsü gerçekleştirilecek. Aslında büyüme
döneminde diyebiliriz. İlk yılla bu yıl arasında festivali nerede görüyorsunuz?
Hem program hem seyirci ilgisi bakımından? Son zamanlarda klasik müziğe ilgi
arttı gibi...
İlk yıl ile bu yıl arasında aslında tema, içerik ya da
sanatsal kalite açısından hiçbir fark yok. Ancak bu seneki festivali farklı bir
noktaya taşıyan dünyanın en iyi orkestrası olan Berlin Filarmoni’nin
sanatçılarının değerli piyanistimiz Özgür Aydın ile Opus Amadeus Festivali’ne
katılmayı kabul etmeleridir. Bu benim için büyük bir sürpriz ve onur oldu.
- Amacı nedir peki bu festivalin?
Oda müziğinin büyüsünü, tılsımlı armonilerini, birbirinden
güzel renklerini ve melodilerini çok
güzel konser mekânlarında ve sıcacık bir oda müziği ortamında değerli
dinleyicilerle paylaşmak ve onları konserler
boyunca başka dünyalara sürüklemek en büyük amacımızdır.
- Mekân konusunda St. Antuan Kilisesi de var. İstiklal
Caddesi’nde olması da oradaki konserlere katılımı artırıyor sanırım. Orada
hangi etkinlikler olacak?
31 Mart'ta Romain
Leleu ve Ghislain Leroy trompet-org resitali, 9 Nisan'da Collegium Musicum Den
Haag ve 11 Nisan akşamı festival kapanış konserimiz olan Aura Musicale
Topluluğu ve ünlü Avusturyalı bas Wolfgang Bankl konseri Beyoğlu Saint
Antoine Kilisesi'nde gerçekleşecek
festival konserlerimiz olacaklar.
Çağlar arasında keyifli yolculuk
- Bu yıl klasik müzik severleri neler bekliyor? Festivalde
neler var?
9 Mart’ta CSO Cello Quartet’in konseri var. Klasik müzik
dışında başka müzik türlerini de içeren programıyla dikkat çeken bu topluluk;
Bach’tan Beatles’a Duke Ellington’dan Şostakoviç’e çağlar ve türler arasında
keyifli bir seyahate çıkaracak dinleyicileri. 16 Mart’ta arp sanatçısı Çağatay
Akyol ve Ankara Filarmoni Orkestrası solistleri sahne alacak. Geçen yıl
festival dinleyicilerini büyüleyen, arpın başrolde olduğu bir topluluğun
Türkiye’de başka bir örneği yok. İtalya’nın başarılı topluluklarından Quintetto
Bottesini, 27 Mart’ta vereceği konserde dünya çapında alkışlansa da ülkemizde
ne yazık ki az çalınan Avusturyalı geç klasik-erken romantik dönem bestecisi
Hummel’in önemli eserlerinden “Piyano’lu Beşli”sini seslendirecek. Hollanda’nın
sevilen genç Barok topluluklarından Collegium Musicum Den Haag, 9 Nisan’da
Beyoğlu Sent Antuan Kilisesi’nde. Festivalin kapanış konseri 11 Nisan’da
Avrupa’nın en iyi Barok topluluklarından, pek çok başarılı CD kaydına imza
atmış, Budapeşte kökenli Aura Musicale Topluluğu, Avusturya’nın en iyi
baslarından Wolfgang Bankl ile Bach ile Handel’in kantatlarını, Biber, Purcell
ve Vivaldi’nin eserlerini seslendirecek.
http://www.aksam.com.tr/yasam/kultursanat/son-derece-dinamik-ve-ask-dolu/haber-289069
Seray ŞAHİNLER / seray.sahinler@aksam.com.tr
Mehmet Mestçi'ye teşekkürler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder