3 Mart 2014 Pazartesi

Oda Müziği Festivali meselesi...


III. Opus Amadeus Oda Müziği Festivali dopdolu programıyla başladı. Üç yılda dünyanın önemli orkestralarından müzisyenleri Türkiye’de ağırlayan festival, açılışı dün Berlin Filarmoni Orkestrası’nın başarılı sanatçıları ve ünlü piyanistimiz Özgür Aydın, Mozart, Mahler ve Haydn’ın eserleriyle yaptı. Oldukça da keyifliydi. Ben Mehmet Mestçi’yle Pera Müzesi’nde gerçekleştirilen Küçük Gece Müziği dinletilerinde tanıştım. Orada da oldukça güzel konserlerin altında imzalası var. Bir müzenin içerisinde klasik müzik dinlemek binlerce kişilik bir salonda izlemekten çok daha doyurucu olsa gerek. Mestçi yüksek bütçeli herhangi bir kurum altında olmadan bu tarz projelere imza atıyor. Bunun sonuncusu da Opus Amadeus Oda Müziği Festivali. Türkiye’de bir oda müziği festivali yapıldığını, bu festivale dünyanın önemli orkestralarından solistlerin getirildiğini, Türkiye’deki genç ve başarılı müzisyenlerin de bu etkinlik altında buluşmaları beni ayrıca mutlu edenlerden… Bu bakımdan Mestçi’yi bir klasik müzik sever olarak kutluyorum. 11 Nisan'a kadar Fulya Sanat ve St. Antuan Kilisesi’nde konserlere imza atacak olan festivalin sanat yönetmeni Mestçi’den şöyle dinledik…

-Opus Amadeus Oda Müziği Festivali nasıl bir festival?

Çiçeği burnunda bir festival olarak çok zengin, farklı programlara önem veren ve ilklere imza atan bir anlayışla 2012’de düzenlenmeye başladı. Ancak organize ettiğimiz klasik müzik  festivallerinin evveli de var. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ana sponsorluğunda 2010 ‘da düzenlenen Chopin  Piyano Haftaları ve 2011’de düzenlediğimiz Liszt Piyano Haftaları ülkemizdeki en uzun piyano festivalleri olarak büyük ilgi gördü. Ancak Opus Amadeus  artık sadece  piyanoya adanmış bir festival değil, tüm enstrümanların temsil edildiği geniş repertuvarlı bir oda müziği festivali. Son derece dinamik ve aşk dolu.

- Böyle bir 'oda müziği festivali' düzenleme fikri nasıl çıktı?

Bana bu fikri Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Genel Sanat Yönetmeni Murat Katoğlu verdi. Daha evvelden gerçekleştirdiğimiz Chopin ve Liszt Piyano Fesivallerinden sonra artık sıra aslında oda müziğine gelmişti. Sayın Katoğlu bunu  zamanında hissetti. Ben de Franz Liszt Akademisi’nde devam eden öğrencilik yıllarımda Budapeşte’deki yüzlerce oda müziği konserini hayranlıkla takip ettiğimden bu senelere yayılan birikimin başdöndürücü enerjisiyle Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’ni düzenlemeye başladım.

- Bu yıl 3’üncüsü gerçekleştirilecek. Aslında büyüme döneminde diyebiliriz. İlk yılla bu yıl arasında festivali nerede görüyorsunuz? Hem program hem seyirci ilgisi bakımından? Son zamanlarda klasik müziğe ilgi arttı gibi...

İlk yıl ile bu yıl arasında aslında tema, içerik ya da sanatsal kalite açısından hiçbir fark yok. Ancak bu seneki festivali farklı bir noktaya taşıyan dünyanın en iyi orkestrası olan Berlin Filarmoni’nin sanatçılarının değerli piyanistimiz Özgür Aydın ile Opus Amadeus Festivali’ne katılmayı kabul etmeleridir. Bu benim için büyük bir sürpriz ve onur oldu.

- Amacı nedir peki bu festivalin?

Oda müziğinin büyüsünü, tılsımlı armonilerini, birbirinden güzel renklerini  ve melodilerini çok güzel konser mekânlarında ve sıcacık bir oda müziği ortamında değerli dinleyicilerle paylaşmak ve onları konserler  boyunca başka dünyalara sürüklemek en büyük amacımızdır.

- Mekân konusunda St. Antuan Kilisesi de var. İstiklal Caddesi’nde olması da oradaki konserlere katılımı artırıyor sanırım. Orada hangi etkinlikler olacak? 

 31 Mart'ta Romain Leleu ve Ghislain Leroy trompet-org resitali, 9 Nisan'da Collegium Musicum Den Haag ve 11 Nisan akşamı festival kapanış konserimiz olan Aura Musicale Topluluğu ve ünlü Avusturyalı bas Wolfgang Bankl konseri Beyoğlu Saint Antoine     Kilisesi'nde gerçekleşecek festival konserlerimiz olacaklar.


Çağlar arasında keyifli yolculuk

- Bu yıl klasik müzik severleri neler bekliyor? Festivalde neler var?

9 Mart’ta CSO Cello Quartet’in konseri var. Klasik müzik dışında başka müzik türlerini de içeren programıyla dikkat çeken bu topluluk; Bach’tan Beatles’a Duke Ellington’dan Şostakoviç’e çağlar ve türler arasında keyifli bir seyahate çıkaracak dinleyicileri. 16 Mart’ta arp sanatçısı Çağatay Akyol ve Ankara Filarmoni Orkestrası solistleri sahne alacak. Geçen yıl festival dinleyicilerini büyüleyen, arpın başrolde olduğu bir topluluğun Türkiye’de başka bir örneği yok. İtalya’nın başarılı topluluklarından Quintetto Bottesini, 27 Mart’ta vereceği konserde dünya çapında alkışlansa da ülkemizde ne yazık ki az çalınan Avusturyalı geç klasik-erken romantik dönem bestecisi Hummel’in önemli eserlerinden “Piyano’lu Beşli”sini seslendirecek. Hollanda’nın sevilen genç Barok topluluklarından Collegium Musicum Den Haag, 9 Nisan’da Beyoğlu Sent Antuan Kilisesi’nde. Festivalin kapanış konseri 11 Nisan’da Avrupa’nın en iyi Barok topluluklarından, pek çok başarılı CD kaydına imza atmış, Budapeşte kökenli Aura Musicale Topluluğu, Avusturya’nın en iyi baslarından Wolfgang Bankl ile Bach ile Handel’in kantatlarını, Biber, Purcell ve Vivaldi’nin eserlerini seslendirecek. 

http://www.aksam.com.tr/yasam/kultursanat/son-derece-dinamik-ve-ask-dolu/haber-289069
Seray ŞAHİNLER / seray.sahinler@aksam.com.tr


Mehmet Mestçi'ye teşekkürler..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder